Translate

4 Aralık 2014 Perşembe

İlk Bakışta Anadolu Partisi

Okuyanlar bilir,zaman zaman bu sayfada siyasi partilere ve çalışmalarına yer veriyorum. Bu kapsamdaki tüm değerlendirmeler hakim neoliberal ekonomik yapı karşısında çalışan sınıflar lehine bir görünüm izliyor tabii ki. Bugün de benzer bir analizi hakettiğini düşündüğüm, yeni kurulan Anadolu Partisi'ni ele alacağım.
Biz çalışanlar, özel zamanlarımızı çalışarak kazanırız. Özel zamanlarımız kendimiz için değerlidir. O nedenle bu sayfayı okuyan kimsenin "nitelikli dedikodu yapılıyor" gibi yorumlar yapmasını istemem. Tüm analizler bu sebeple nesnel ve ekonomi-politik temele oturtulmaya çalışılmaktadır. Kadro tartışmalarına asla girmeyeceğim dolayısıyla. Bir blog yazısında tüm programı değerlendiremeyeceğimiz için temel ilkeler, genel yapı, laiklik ve emeğe dair kısımları ele alacağım.
Parti tüzüğü ve programı incelendiğinde, programa getirebileceğim ilk eleştiri, Anadolu zulüm tarihinin darbelerden başlatılmasıdır. Oysa bu topraklarda zulüm, tarih kadar eski olup içinde bulunduğumuz tarihsel süreçte en yakın zulüm başlangıç noktası Büyük Kaçgun - Celali İsyanlarının nedenleri olarak ele alınmalıdır diye düşünüyorum. Şimdi bizlerle ilgili olan program başlıklarını tek tek ele alıp kısa bir değerlendirme yapalım. Program için link şudur:
http://ana-parti.org/TR,36/anadolu-partisi-programi.html?_tag1=635531268970000000
Amaç, Temel İlkeker ve Politikalar
Çağdaşlaşmanın ön plana alınıp cumhuriyet değerlerinin "geliştirilerek korunması" fikri, korunmak istenen Atatürkçü değerlerin "geliştirilmeye ihtiyaç duyduğu" alt-metnini bu şekilde, anladığım gibi içeriyorsa benim de katıldığım değerli bir tartışmayı açabileceğine inanıyorum. Tam bağımsızlık ve "bilgiyi kullanarak sorun çözme" açılması - genişletilmesi gereken başlıklar. Ayrıca sömürüsüz çalışma hayatı ve sürdürülebilir kalkınma vurgusu da önemli ilerici görüşler olarak yer almakta.
Siyaset Anlayışı ve Demokrasi
Ülkemizde yoksunluğunu fazlasıyla hissettiğimiz ve Avrupa Sol - Sosyal Demokrat Partilerinde gördüğümüz çoğulculuk, çoğulluk ve parti içi demokrasi konularının ön plana alınması önemli olmakla beraber bu tip konular toplum psikolojisiyle ilgili olduğundan uygulamayı görmek gerekir. Ayrıca çoğulculuk denilen terim bir "post-modernizm tuzağı" içermektedir ki parti için ciddi bir sınav olup tarih bizi sürüklerse bir yazıyı da bu konuya ayırırız.
Laiklik ve İnanç Özgürlüğü
Dini - mezhepsel kutuplaştırıcı dile karşı çıkılmakta ve ibadethaneler, zorunlu din dersi gibi konularda özgürlükçü bir tutum alınması beklenen bir durumdu. Ancak asıl sınav, bu konularda özgürlükçü olanın iktidar tarafından Sünni - Ulus'a (*) karşı kutuplaştırıcı olmakla suçlandığı durumda alacağı tavırdır.
Ekonomi
Bütün kesimler için iyileştirilmesi ve çevreye duyarlı biçimde geliştirilmesi fikrini gerçekçi bulmadığımı belirtmeliyim. İçinde bulunduğumuz neoliberal ekonomik durumda akıntı tersine çekilecek her kürek sermaye sınıfı aleyhine olacaktır. Çalışan sınıflar ağır saldırı altındadır ve öncelikle bunu kabul etmek gerekir.
Dört temel ilke; kaynakların etkin kullanımı, üretim odaklı büyüme, orta sınıfın genişletilmesi, vergi kullanımında şeffaflık olarak belirlenmiş. Kısa vadede yapılacak bir üretim odaklı büyüme hamlesinin, mevcut sanal AVM- Call Center istihdamı karşısında işsizlik oranını artıracağını düşünüyorum, yanılıyorsam ekonomist arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim. Bu işsizlik artışının, eski sanal AVM- Call Center istihdamının azalışından kaynaklandığı anlatılabilmelidir. Orta sınıfın genişletilmesi, sayı artışıyla güçlenmesi anlamına gelir ve çalışan sınıfın güçlenmesi anlamına geleceğinden bizler için olumludur. Vergi kullanımında şeffaflık ise geniş çalışan kitlelerinin ortak derdi olup derman olabileceğini söyleyen partinin her fırsatta bunu haykırması gerekir diye düşünüyorum.
Kritik bir diğer konu da, asgari ücretteki vergi muafiyeti ve bu yolla düşürülecek işçi maliyetidir. Bu yaklaşım, sermaye sahibini bir istihdam sağlayıcı olarak görmekte olup düşen asgari ücret işçilik ücreti yoluyla istihdam artışını hedefler. Ancak eğer pratikte sermayeye istihdam, üretim ve hesap verme baskısı kurulmazsa sermaye bunu mümkün olduğu kadar çalışanını asgari ücretli çalıştırma (çalıştıramadığını öyleymiş gibi gösterme) bu yolla elde ettiği kazancı da istihdamı artırma yönünde değil içinde bulunduğu ekonomik koşulun gerektirdiği en uygun şekilde harcama eğiliminde olur. Çalışanlardan yana bir siyaset izlenecekse yukarıda bahsettiğim hassasiyetler dikkate alınmalıdır.
Sosyal güvenlik başlığındaki konuları genel olarak olumlu olarak yorumluyorum. Çağdaş ve ayakları yere basan yaklaşımlar içermektedir.
Madencilik politikaları başlığı altında yer alan çoğu maddenin, ekonomik anlayışta temel bir değişiklik (güçlü bir neoliberalizm eleştirsi) olmadan uygulanamayacağını şurada anlatmıştım:
http://alemireayan.blogspot.com.tr/2014/05/siyah-uzerine-beyaz-yazacagz.html
Burada yer alan maddeler de içerdiği denetim, sendikalaşma, teknik - mali yeterlilik gibi güzel terimlerle esas sorunun etrafında dolaşmaktadır. Unutulmamalıdır ki kapitalist sistem kriz anında ilk olarak çevre hassasiyetlerinden, hemen sonrasında da insan sağlığından ödün verecektir.
Bu yazımda Anadolu Partisi Programı'nın blogumuz açısından kritik maddelerine değinmek istedim. Muhalif kanatta yeşeren bu parti, doğrudan çalışan sınıflardan taraf olmamakla birlikte koşulların iyileştirlmesi niyetinde olduğunu gösteriyor. Karşısına çıkacak en önemli engelin "neoliberalizm eleştirisi ihtiyacı" olduğunu bir kez daha belirterek yazımı sonlandırıyorum. Gelecekte çıkabilecek tartışmalarla beraber yeniden Anadolu Partisi'ne değinebiliriz.

 (*) Tabir Fatih Yaşlı'ya aittir, yerinde bulduğumdan ben de kullanıyorum.

1 yorum:

  1. Acikcasi benim cok umutlu olmadigim bir parti. Ana nedeni, programdan once partinin kurulusu sirasinda tam olarak neyin bu partinin kurulusunda rol oynadiginin ifade edilememis olmasi. Iktidar perspektifi olmadigi icin CHP'den istifa etmis gorunen insanlar kurdu bu partiyi sonucta. Ama amaci sadece iktidar olmak olan bir parti bizim bir isimize yaramaz, neden iktidar olmak istedigini, kendi iktidarinda neyin farkli olacagini da hissettirebilmesi lazim. CHPnin bunu yapmasina cok gerek yok. CHP'nin gecmisi, en azindan bir fikir olusturuyor insanin kafasinda. Hatta artik, IP ya da TKPnin de yapmasina gerek yok, ama bu partinin var ve bu bakis acisini kurucularin net cumlelerle ifade edebilmeleri, hatta bu bakisi yansitan radikal cikislar da yapabilmeleri gerekiyor diye dusunuyorum. Tek tek maddeler genelde bir sey ifade etmez, parti pragramlari genelde bir kenara konan belgelerdir. Ama ornegin ekonomi alaninda, cok net bir vizyon goremiyorum. Net bir vizyon ortaya kondugunda uretim odakli buyume de anlamli olabilir, issizligi de kisa vaade de azaltmak zorunda degil, eger gecis sureci iyi planlanirsa.

    YanıtlaSil