Translate

6 Şubat 2014 Perşembe

Dizilerde verilenler, dizilerden alınanlar

Dizi kapsamına, bildiğimiz tv dizilerinin yanı sıra, elbette bölümler halinde yayınlanan yarışma programlarını da alıyoruz.
Merhaba,
Bir önceki yayında bahsettiğimiz, çalışmadığımız zamanların en yaygın aktivitelerinden biriyle devam edelim istedim konumuza: diziler ve yarışma programları. Bu programları izleyerek neler "kazandığımıza" bakalım.
Bunlar üzerine ciddi sosyolojik araştırmalar yapılıyor, imkan buldukça okuyoruz ve bahsedeceğim terimlerin bilimsel isimleri de vardır ama, ben yine de kendi birikimimle yapabildiğim tahlili paylaşmak isterim. Her formatın kendine ait bir alt mesajı vardır. Her format, ilk bölümünden itibaren bir ön kabul yaratır insanlarda. Örneğin Ortadirek Şaban filmi absürd komedidir. Filmde zeytine, peynire zam geldiğinde Şaban, bunları tahta bir dolaba kaldırır. Takılmayız onların o dolapta bozulacağına ve dolayısıyla müze olarak kullanılamayacağına o dolabın, çünkü film zaten gerçeküstü öğelerden oluşur. Matrix, uzay yolu gibi bilim kurgu örnekleri de kendi kurdukları dünya üzerinde değerlendirmeye iter tüm olanları.
Ancak konu bir tarihi temsile ya da günümüzde geçen bir konuya geldiğinde, kurulan kabul algısının bizi götürdüğü yer çok daha fazla önem taşıyor. Çünkü bu yeni dünyayı, yukarıda saydığım örneklerdeki gibi kendi dünyamızdan soyutlayamıyoruz. Bildiğimizin dışındaki bir tarihsel olayı anlatan tarihi temsilin etkisi de benzerdir, zira yıllar içinde oluşturulan tarih algısının somut değerlendirmelerimizdeki etkisi yadsınamaz.
Yine örnekler üzerinden gidelim; eski bir romanın günümüze uyarlaması. Zengin bir aile bir konakta yaşıyor ve ev işlerini gören bir aile var. Romanın yazıldığı dönemde toplumun sınıfsal yapısı ve genel toplum algısındaki içselleştirilmiş serflik (hakları genişletilmiş kölelik), günümüz uyarlamasında da aynen hissediliyor. Ana metindeki İslam ahlakına dayalı, görünür sınıf çatışması yaratmayan serf-sahip ilişkisi, aynı özellikleri gösteren hizmetçi ailenin günümüz sosyal ilişkileri ve tüketim alışkanlıklarıyla birleştirildiğinde alışık olmadığımız ve gerçek hayatta gözlemlemediğimiz bir iş güvencesi - özveri dengesi sunmaktadır. Oysa gerçek hayatta mevcut çalışma performansının korunması için de motivasyon araçlarının gerekli olduğunu biliyoruz.
Diğer bir örnek de bir komedi dizisi. Olaylar günümüzdeki bir mahallede geçmekte olup yaşlıların gençleri "yola getirmesi" üzerine kurulu bir ilerlemesi var. Mahalle muhafazakar bir mahalle, marjinal farklılığa sahip olup bunu dışa yansıtan karakterler dışlanırken, yine marjinal farklılığa sahip olan ancak içine kapanık karakterler karikatürize edilmekte. Bir "tekne" kültü oluşturulmuş. Bu kült, genel ahlaki mesajlar vererek mahallenin ahlaki yaşantısını "yola sokuyor". Öyle ki, tekne kültünü yaşatan karakterden daha muhafazakar özellik gösteren karaktere derhal tekne yoluyla ayar verilirken, mahallenin gençlerinin hareketlerine de yine aynı tekneden sınırlama getirilmekte. Her bölümün sonunda, mahalle erkekleri toplanılarak akil biri tarafından, erkek cinselliğine de hitabeden bir hikayemsi konuşmayla teknenin ahlak çizgisine hizalanmakta. Belirli bir sayıdaki katılımcının yer aldığı, bir arada yaşamayı içeren yarışma programlarının da benzer mesajları var. Özellikle "aynı gemidesiniz" mesajı verilmiş yarışmacıların, teker teker birbirini elediği ve amacın en sonunda tek kazanan olmak olduğu yarışmaların da verdiği mesaj tartışılabilir.
Bahsettiğim örneklerde kendi gördüklerim bunlar. Hiç birinin değerlendirmesinde nihai düşüncemi söylemek istemedim, çünkü bunlar algı ve bakış açısına dayalı konulardır ve herkeste çağrışımı farklı olabilir. Önemli olan ise, çalışarak kazandığımız bu çalışmadığımız zamanlarda izlediğimiz dizi ve yarışma programlarının bizde yarattığı algı ve sorgulama yeteneğimize olan etkisidir. Gerçekte varolan bir farklılığı içselleştirmemizi amaçlayan bir mesaj algıladığmızda diziye olan bakışımız değişir.
Gösterileni değil gördüğümüzü izleyelim. Unutmayalım, bu zamanı çalışarak kazandık, kolay kolay alamazlar.
Görüşürüz!
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder