Translate

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Örgütlenememek ya da Haziran Direnişi'nin Ruhu

Sanırım durumun ne kadar kötü olduğunu anlatmaya gerek yok. Son zamanlardaki tek olumlu gelişme olan Gezi Parkı - Haziran Direnişi'nin neden bir adım ve bir kaç adım ileri götürülemediğini tartışmanın da tam zamanı olduğu görüşündeyim.
Haziran Direnişi sırasında "penguen medyası" dediğimiz yayın kuruluşlarının önce tüm olayları görmezden geldiğini, sonra da yaptıkları "bayraksız - flamasız gösteri yapan gençler" vurgusunu hatırlarsınız. Direnişin ilk günlerinde kamera çevirmeye tenezzül etmeyen bu kuruluşlar, reislerinin gündem belirleme aczine düştüğünü gözyaşları içinde kabul ederek yayın yapmak zorunda kalmışlardı. O kadar uzaktan, o kadar uzaktan değerlendirdiler ki konuyu, ne bayrak gördüler ne de flama. Oysa penguenleri inceledikleri kadar yakından inceleselerdi örgütlü örgütsüz herkesin elindeki bayrakları ve flamaları görecek ve göstereceklerdi.
Şüphesiz ki bu bilinçli bir tavırdı. Nedeni ise, o kadar farklı örgütün ve örgütsüzün bir araya belirli nedenlerle gelmiş olduğunu göstermemekti. Çünkü Haziran Direnşi bir "cepheydi".
Nasıl bir cepheydi? Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, direniş asla ülkede çoğunluk olduklarını iddia etmedi. Konu, sadece yaşam alanlarına iktidar müdahalesinin sınırlanması, farklı yaşam biçimlerine saygı gösterilmesi, tanınması ve doğa düşmanlığından vazgeçilmesiydi. İşte bunun cephesiydi Haziran Direnişi. Bunun ötesindeki girişimlerin tümü başarısız oldu, cepheyi böldü. En tipik yansıması da direnişi sürdürmek isteyen park forumlarındaki "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganına karşı atılan "Mustafa Keser'in askerleriyiz" sloganıydı.
İşte bu cephede yer alan herkesin kendi bayrağı, bayraklaşmış fikirleri vardı. Bunların olması cepheyi bölmüyordu ama direnenler o cepheyi oluşturan ortak nedenlerle direniyordu ve o nedenlerle oradaydılar. Park forumlarına geçildiğinde ise artık örgütlerin iktidar fikirleri kürsüdeydi. Bu fikirlerin hiçbiri diğerleri üzerinde egemenlik sağlayamadığından ayrışmalara neden oldu, ortak direniş nedenleri unutuldu ve cephe yitirildi.
Bugünkü mevcut parti ve örgütlerin bu direniş cephesindekleri örgütleyemeyişinin ve hatta en sağlam olanlarının bölünmesinin altında da yine aynı iktidar fikrinin kabul görmemesinin yattığını düşünüyorum. Direniş cephesini yeniden kurup örgütleyebilecek olan örgütün ya da partinin de, direnişin temel değerlerini katı bir şekilde sahiplenip iktidar fikrini tabanda tartışmaya açabilecek kadar esnek, bu esneklikte dağılmayacak kadar da felsefi - ideolojik temeli güçlü olan olacağını düşünüyorum. Düşünmekle kalmıyor, arıyorum da.

1 yorum:

  1. Kesinlikle katılıyorum Tanıl. Ve aslında forumlar ayakta dururken, büyük ölçüde sorunlar burada tartışılıyordu, ve bir ortak akıl da ortaya çıkıyordu. Elimden geldiğince zamanım el verdiğince katıldım forumlara. Ve hiçbirinde net bir ayrışma görmedim. Asıl ayrışmalar parklarda genelde forumların olmadığı köşelerde ve zamanlarda oluşturulmaya çalışıyordu ki bununla ilgili epey bir anım var. Çünkü söz konusu direnişe katılan farklı bayrakları taşıyan insanlar vardı, ama bu insanların yakın oldukları örgütler için direniş doğrudan kontrol edilebilir noktanın ötesine geçmiş, bu ülkedeki tüm örgütleri aşmıştı. Ve öyle ki, bir an için, sadece bir an için, direniş tüm örgütlerin ötesinde bir cephe örgütü kurma noktasına yaklaştı. Ve o anda benim hissettiğim söz konusu örgütler, böyle kapsayıcı bir cephe yapısının oluşmasına çok fazla destek vermediler, en azından ben vermediklerini hissettim. Bunun yerine direnişçileri kendi cephelerine çağırmakla yetindiler. Bu çağrıyı yapanlardan sadece CHP'nin düzenlediği toplantıya katılabildim. (TKP'ninkine katılmayı çok istedim ama olmadı), CHP'de açıkça bize söylenen "biz yerel seçimde bir İstanbul adayı belirleyeceğiz, eğer Türkiye'de her hangi bir şeyi değiştirmek istiyorsanız bizi desteklemek zorundasınız, o nedenle gelin örgütlenin, (isterseniz size yardım da edelim) ve bizim İstanbul adayının seçilmesine katkı sağlayın." tavrıydı. Kelime kelime hatırlıyorum söylenenleri, yaza da bilirim isteyen olursa, sonuçta gizli bir toplantı değildi. Yani ortak bir şeyler yapmak bir yana, hatta belirlenecek her hangi bir strateji konusunda fikir almak da bir yana, CHP'nin Gezideki insanların hiçbirinin dahil olmadığı bir süreçle belirlenecek adayına destek olun mesajı verdiler. Kişisel düşüncem, bahsettiğin tarzdaki bir yapının modeli yine Park Forumları, ancak o tarz bir yapının üzerinden kapsayıcı bir strateji çıkar. Çünkü bahsettiğin tarzda bir yapının, ilk öncelikli amacı, farklı fikirleri olan insanlara açık bir platform oluşturmak olmak zorunda sanırım. Ki AKP karşıtı cephenin farklı kanatlarının parçası olan insanlar gelip o platforma katılabilsin.

    YanıtlaSil