Translate

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Kahramanlık kotası

Okullarda gördüğümüz tarih dersleri devlet merkezliydi. Tarihteki Türk Devletleri, İslamiyet'in ortaya çıkışı sonrası Osmanlı İmparatorluğu'na katılmalarına kadarki Arap Devletleri ve son olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu konu oldu. Halklar konu olmadı. Tüm Orta Asya'yı kaplayan Göktürk Devleti haritasında, sınırların neye göre çizildiği, günlük yaşamın nasıl olduğu anlatılmadı. Moğol İmparatorluğu'nun görkemli büyüklükteki topraklarındaki nüfus yoğunluğunun 36 kilometrekarede 1 kişi olduğundan bahsedilmedi. Osmanlı şehirlerinde Hıristiyan ve Yahudi Mahalleleri'nin pencerelerinin ne tarafa bakamayacağı, Avrupa'da mezhep savaşları kanlı şekilde sürerken, ülkeler mezheplere göre şekillenirken bir arada yaşayış şekli Avrupa'ya göre fersah fersah ileri olan Osmanlı Toplumu'nun, burjuvazinin güçlenmesinin getirdiği şartlarda bu yapısını koruyarak geri kalışının nedenlerini göremedik. Yani iyi olan bir şeyin yüzyıllarca korunmasının, çevredeki değişen koşullara adapte olamadığı için olumlu olmadığını görmedik. Celali İsyanları'nın nedenleri tartışılmadı.
Ve tabii kahramanlar. Devlet merkezli tarih elbette lider merkezliydi. Hakanların, halifelerin, sultanların, padişahların, paşaların askeri ve siyasi birer deha olması, ya da başarısızlıkları, katkıda bulundukları tarihsel sürecin nedeni olarak görülmelerine sebep olacak şekilde gösterildi. Onları o şekilde davranmaya iten maddesel nedenlerden bahsedilmedi. Onların, çevresel koşullardaki fırsat ve seçenekleri başarılı ya da başarısız şekilde değerlendiren liderler olduğu değil de, o olumlu koşulları yoktan var eden, "kut" sahibi kişiler olduğu, olumsuz koşulların da yine "kut" yoksunluğu olduğu yerleştirildi zihnimize.
Bugünkü koşullarda, herhangi bir durumdan kurtuluş için kurtarıcı kahraman arayışımız bundandır. Güçlenen liderlerimizin tiranlaşması, ona muhalefet edenlerin, muhalefet şeklinde en ufak bir parlaklık gördüğü kişinin arkasından gitme eğiliminde olması, kendini o lidere teslim etme eğiliminde olması bundandır. Haziran Direnişi'nin, Gezi'nin garip gelmesi, anlaşılamaması da bundan.
Türkiye'nin çalışan kesimleri için tarihsel kahramanlık kotası dolmuştur. Haziran Direnişi bize bunu anlatmaya çalışıyor. Anlaşılamaması için de sistem, sürekli farklı birer sistem içi kahraman sunuyor önümüze ki onu takip edip bu sarmaldan çıkmayalım, o kurtarıcı bekleyen yapımız umudunu kaybederek yıkılmasın.
Bizleri kurtaracak olan, kendi kollarımızdır. O kahraman lider gelmeyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder