Translate

18 Nisan 2014 Cuma

Ekonomik İlişkiler Analizi

Seçim dalgasını geçtiğimize göre asıl konumuza dönebiliriz. Solda herhangi bir hareketlenme olması halinde yeniden temsil konularıyla ilgileneceğiz elbet. Bu yazıda ülke genelinde sezdiğim bir ihtiyaca değineceğim: Ülke genelinde ekonomik ilişkiler analizi
Türkiye'de sınıf siyaseti 61 Anayasası'nın görece özgürlükçü ortamında filizlenmişti. Bu tarihten 24 Ocak kararlarının uygulanabilirliğin yolunu açan 12 Eylül 1980 darbesine kadar geçen sürede çalışan sınıfların çıkarları adına yapılan siyaset önemli kazanımlar elde etmiş, örgütlülük önemli ölçüde artmış ancak mecliste temsili yeterince mümkün olmamıştı. Bunun nedenleri ile ilgili sayısız çalışma mevcuttur. Ancak 24 Ocak kararlarının uygulanışı ve liberal ekonominin ağırlığını hissettirmesi, ülke ekonomisinin dışa açılması, kalkınmacı ekonomik uygulamalar, özelleştirmeler yoluyla sınıfsal yapıda ciddi değişiklikler oldu. Sanayileşmiş kentler hızla göç alarak kalabalıklaşırken bu kentlerdeki işsizlik oranları da tırmandı. KİT'ler yoluyla kısmen de olsa geliştirilmiş olan bazı Anadolu şehirleri, özelleştirmelerle bu kazanımlarını kaybederek göç verdiler. Sonuçları tartışılması gereken GAP kısmen de olsa gerçekleştirildi. Son 12 yılda, AKP iktidarıyla birlikte, tüm diğer gelişmekte olan ekonomilerde olduğu gibi dış borç almanın kolaylaşmasından doğan sıcak para girişi ve yatırımlarda artış gerçekleşti.
Tüm bu değişiklikler olurken şehirlerdeki ekonomik ilişkiler, sınıfsal yapı değişti. Dolayısıyla ihtiyaçlar, beklentiler, yönelimler değişti. Bu değişikliklerin yansıması olarak sosyal ve kültürel alanda ciddi farklılaşmalar, kutuplaşmalar yaşandı. Sosyal ve kültürel alanlardaki farklılaşmanın etkilerinin incelendiği kapsamlı çalışmaları görebilmekteyiz. Örneğin Binnaz Toprak ve çalışma arkadaşlarının "Türkiye'de Farklı Olmak" adlı çalışması son yedi yılda bu alanda olan değişikliklere ışık tutmaktadır. Ancak ekonomik ilişkiler ve sınıfsal yapı ile ilgili çalışmalar maalesef bu kapsamda ve popülerlikte değil (*).
Ekonomik ilişkilerin doğru şekilde kavranması ve her ekonomik ilişki yapısına özel siyasi yaklaşım ihtiyacı olduğu görüşündeyim. Bunun yolu da öncelikle bir format belirleyip hangi bilgilerin edinilmesi gerektiği, ne şekilde sınıflanması gerektiği ve çalışmanın belirli illerin gruplanmasıyla mı (sanayi şehirleri, kırsal, turizm şehirleri, gibi), illerin tek tek alınmasıyla mı ya da ilçe ilçe analizle mi (örneğin Kocaeli Kandıra ile Dilovası farklı analiz gerektirir, Balıkesir Edremit ile Bandırma da aynı şekilde) yapılacağının belirlenmesinden geçiyor. Yöntemde anlaşılırsa belirli bir sürede toparlanabileceğini, toparlanana kadar da anlamlı sonuçlarla bir yol çizebileceğini düşünüyorum.

(*) kaçırmış olduğum çalışmalar olabilir, geribildirim verirseniz incelerim, yine burada tartışırız.

1 yorum:

  1. Kerem Cantekin: Güzel bir giriş olmuş. Sanırım, bir parça benim uzmanlık alanım da oluyor, katkı vermeye hazırım gerekirse. Öncelikle ekonomik ilişkilerin temelinde üretim ilişkilerinin olduğunu hatırlamak lazım sanırım.

    YanıtlaSil