Translate

12 Kasım 2014 Çarşamba

İş Güvenliği Paketinin Ağırlığı

Uluslararası direnişlerin sakinleşmesi üzerine yine doğrudan emeğe dair konulara dönüyoruz. Bugün başbakan, iş güvenliği paketi açıkladı, ben de incelemeye değer buldum.
Madde madde üzerinden gitmeden önce, daha önce de değindiğim bir gerçeği hatırlatmak isterim: İş güvenliği, çevre duyarlılığı gibi ileri adımlar ancak ve ancak somut ekonomik etkisi varsa kapitalist sistemde yer bulabilir. Bunun da biricik yolu, işletmenin müşterisinin doğrudan bu adımları tedarikçisine dayatmasıdır.
Gelelim pakete: Çok tehlikeli işlerde çalışanlara mesleki yeterlilik zorunluluğu getirilmesinin işlevselliği tamamen işçinin bu yeterliliği kazanacağı kurumun parasını kimden aldığına bağlıdır. Eğitim ve sertifikasyonu sağlayan kurum, doğrudan ya da dolaylı olarak finansmanını hizmet verdiği çok tehlikeli işi yapan firmalardan sağlıyorsa bu sistem boş bir sertifikasyon, "dostlar alışverişte görsün eğitimi" olacaktır. Eğitim verecek olan firmalar, çok tehlikeli işler yapan firmalardan alınacak vergilerle kurulacak bir fondan beslenmeli ve düzenli olarak devlet tarafından eğitimin işlevselliği denetlenmelidir. Yapı denetim firmalarının alacağı iş güvenliği sorumluluğunun niteliği de yine yukarıda bahsettiğim finansman konusuyla ilgilidir.
Şantiye şefi olmak için gereken iş güvenliği uzmanı olma zorunluluğu (ki pakette "iş güvenliği uzmanlığı sertifikası alma zorunluluğu" olarak geçiyor maalesef) ise bilinç seviyesinin yükselmesi açısından anlamlı olabilir.
Ölümlü iş kazası olan işyerleri ile ilgili maddeler, paketin gerçekliğin ne kadar uzağında olduğunu anlatıyor. Bu hedef, tüm dünyada "kayıp zamanlı kaza" başlığıyla geçer. Yani ölünmesi gerekmez, işe devam edemeyecek şekilde yaralanmak yeterlidir. Bu hedef, bir yandan işçiyi ciddi yaralanmalardan korurken, diğer yandan firmaya, kaza nedeniyle kaybedeceği iş gücünden ötürü ekonomik kayıp bilinci de verir. Yaptırımlar kapsamında geçen prim artırımı ve kamu ihalelerinden men edilmek de paketin bu maddelerinin olumlu yanlarıdır. Ancak dediğim gibi hedef ölümlü kaza cinsinden değil, kayıp zamanlı kaza cinsinden konulmalıydı.
"Üretim zorlaması" ile ilgili maddelerin de maalesef içi boş. Günümüz ekonomik sisteminde tüm işletmeler, varolan verimliliklerini artırmak isterler. Bunun için gelişmiş ülkelerde ve modern üretim tesislerinde proses iyileştirmeleri hedeflenir. İşçinin sömürü oranını (*) artırmadan ve şartlarını kötüleştirmeden verimlilik artırılmaya çalışılır. Ancak pakette yer alan üretim zorlaması tabiri, herhangi bir iyileştirme yapılmaksızın işçinin üzerindeki yük ile ilgili olup işletmeleri işçinin şartlarını kötüleştirmeden iyileştirme yapmaya teşvik etmemekte, anlamsız ve uygulanamaz (işin doğasına aykırı olan) bir üretim zorlama yasağı koymaktadır.
Bunların dışındaki madenlerle ilgili maddelerde yer alan, devletin madeni modernize edip işletmeye fatura etmesi, küçük işletmelerin birleşme için teşvik edilmesi ve ruhsatlarla ilgili olan konular da ekonomik temeli olmayan, kriz (üretimin artırılmasına ihtiyaç duyulan) zamanlarda gevşetilecek maddelerdir.
Paket meslek hastalıkları ile ilgili herhangi bir madde içermemekte, bunların önemsenmediği anlaşılmaktadır.
En başta söylediğim gibi, tüm işletmelerin müşterilerinin tedarikçileri üzerinde iş güvenliği baskısı oluşturacağı ve bu işleri yapan firmaların vergilerinden oluşturulacak bir fon ile beslenen devlet denetiminde kontrol kuruluşlarının olacağı bir sistem kurmak gereklidir. Ürününün kullanıcısı hane halkı olan işletmelere iş güvenliği baskısı tüketici dernekleri yoluyla kurulmalı, devlet bu sivil toplum örgütlerini teşvik etmelidir. Prim yükseltme, kamu ihalelerinden men etme gibi yaptırımlar yerine kayıp zamanlı kaza oranı OECD ortalamasını aşan kuruluşları doğrudan kamulaştırma gündeme getirilmelidir. Bu kuruluşlar devletin elinde olduğu süre içinde, hedefleri devlet tarafından konulup finansmanı denetlenen birer işçi kooperatifi şeklinde işletilebilir. İşlevsel bir adım ancak bu şekilde atılabilirdi.

(*) Sömürü oranı = (birim işin satıldığı ücret - işçinin birim iş başına aldığı ücret)/(birim işin satıldığı ücret) * 100